Turhal Mutlu Son

Turhal Mutlu Son

Turhal Mutlu Son

Ve ah, o dokunuş, ne kadar tatlı, ne keskin bir lezzetti.

Şimdi bile yüreğimde duyuyorum! O eylemi yöneten aşkın

zevki işaret ettiği olağanüstü okun sivriliğini yeniden içimde Turhal Mutlu Son

hissediyorum. Aşk! Ona sadece tutkunun efendisi denebilir,

hakkaten de onsuz tutku, ne kadar büyük de olsa, bir kralda

için de, bir dilenci için de adidir çünkü tutkuyu yücelten,

onurlandıran ve arılaştıran yalnızca aşktır.

Bütün gövdesi heyecanla sarsılan Charles, gözlerinde en

sevecen parıltılar titreşirken bana, kusursuz bir zevk

uyumunun güvencesini veriyor, derinlerime işliyor, can

evimden vuruyor, varlığımı elimden alıyordu. Charles o kadar

içimdeydi ki, bedenlerimizle beraber ruhlarımızın da birbirine

karıştığını düşündüm.

Ama tüm bu haz ilk anlardan itibaren kendi ölümüne doğru

ilerleyen yaşam şeklinde, o enfes bitim anını çabucak

yaklaştıracak kadar hızlı yaşanmıştı ve o sevgili acının

yaklaşması kendini her zamanki işaretleriyle göstermeye

başladı. Sevgilim tüm sevgisini ikinci kez içime serpti,

böylece.

Turhal Mutlu Son

Irmak yatağı boyunca tatlı, yatıştırıcı, yağmur benim de tümsevinç özsularımı harekete geçirmiş, böylece birleşen taşkın

sellerimiz yakıcı arzularımızı bir süreliğine söndürmüştü. Ne

var ki Charles, suda fazla sürüklenmeden tekrar güç

toplamıştı ve tek bir solukta fışkırttığı kalıp fazla uzun

gevşemedi. Aletinin şevkli tellerinin aşk ve mola yardımıyla

müthiş bir gerginlikle tekrar akortlandığını bana hissettirdi.

Yuvasından çıktığında duyduğum üzüntü pek uzun sürmeden

tekrar harekete geçti. Böylece aynı operayı, aynı güzel

uyum ve birliktelikle baştan sona tekrar oynadık.

Ateşliliğimiz de aşkımız şeklinde eksilmiyor-du; aşığımın

haznelerinden gelen verimli sütle, o cana can katan özsuyla Turhal Mutlu Son

dolu yuvarlak sarnıçla-rıyla yıkanıyordum. Bense kendi

özsuyumu aynı uyumla onunkine katmakta gecikmiyordum

ve sonra emiş gücümün tüm yaylarını çalıştırıyor, o bölgenin

mekanizmasıyla aşkın şarabını son damlasına kadar içip

bitiriyordum. Aç bir bebeğin annesinin sütünü emer gibi

Charles’ı emiyordum.

Bu çifte boşalmalar bile yangınlarımızı dindirmekten çok

uzaktı, o an için daha yatıştırmamıştı bile ve bizim

yaşımızdaki sağlıklı bir erkek için arzular kuvvetti. İçimden

bir kere bile çıkmadan, şaşırtıcı şekilde üçüncü bir utkuya

doğru gidiyordu. Kendine ve bana birazcık acıması için

yalvardım ve nihayetinde kısa bir mola elde edebildim, fakat bu

hakikaten çok kısa sürdü.